kokoloji

yesil
ısamu saito ve tadahiko nagao adlı iki yazarın piyasaya sürdüğü "bil bakalım sen kimsin?" sloganıyla japonya da 4 milyon adet satan tükrçe karşılığı kendini keşfetme oyunu olan soru cevap içerikli bir kitaptır.
benim hoşuma gitti.şahsımca herkesin bir şeyler bulabileceği bir kitap.kitapta da tavsiye edildiği üzere bir kaç kişi oynandığı zaman daha zevkli hale gelebiliyor.tepkiler çok komik ve bazen şaşırtıcı olabiliyor.tavsiye olunur.
ithilquessir
ciftlerin beraber oynamamasi gereken bir oyundur. populer piskoloji uzerine hazirlanmis, kisisel arkaplani gormezden gelmistir. cocuklugunuzda sizin evin yaninda cilek bahcesi varsa oyunu oynadiginizda sevgilinizi ertesi gun aldaticak modda cikicaksiniz benden soylemesi.
muque
kişinin kendiyle igili eğlenceli gerçeklerin farkına varabilmesini sağlayan "tanıma" oyunudur.kitapta çok eğlenceli testler bulunuyor.şöyle ki;

m a v i k u ş

bir gün, mavi bir kuş, aniden camınızdan içeriye giriyor ve dışarıya çıkamıyor. bu yolunu şaşırmış kuşta, sizi çeken bir şey var. onu beslemeye karar veriyorsunuz. ama kuşun rengi, ertesi gün sizi şaşkınlığa düşürerek, maviden sarıya dönüşüyor. bu özel kuş, bir sonraki gün, yine renk değiştiriyor. üçüncü günün sabahında parlak bir kırmızı, dördüncü gün de tamamen simsiyah oluyor. beşinci gün uyandığınızda kuşun rengi nedir?

1. renk değiştirmiyor, siyah kalıyor r

2. ilk rengi olan maviye dönüyor r

3. beyaz oluyor r

4. altın rengi oluyor r

meal,sonuç,vs.;

uçup odanıza giren kuş, ‘iyi şans’ı sembolize ediyor. ama o da ne! aniden renk değiştirmesi, bu mutluluğun uzun sürmeyeceği konusunda sizi endişelendiriyor. göstereceğiniz tepki, gerçek hayattaki zorluklar ve belirsizlikler karşısında nasıl davranacağınız konusunda bize ipucu veriyor.

1. kuşun renk değiştirmeyeceğini, siyah kalacağını söyleyenler karamsarlardır: durum bir kez kötüye gidince, bir daha asla düzelmeyeceğini ve daima öyle kalacağını düşünüyorsunuz değil mi? neden? eğer bu en kötü durumsa, bundan daha kötüsü olamaz ki! unutmayın, dinmeyen yağmur yoktur.

2. kuşun yeniden maviye döndüğünü söyleyenler iyimserlerdir: hayat, ‘iyi ve kötünün bileşimidir’ diyorsunuz ve şanssızlığı, soğukkanlılıkla kabulleniyorsunuz. olayları kendi akışına bırakıyorsunuz. şanssızlığın dalgalarında debelenmek yerine, onunla yolculuk edebiliyorsunuz.

3. kuşun beyaza döndüğünü söyleyenler, baskı altındayken dahi, sakin ve kararlı davranabilenlerdir: ‘doğru ya da yanlış bu benim kararım’ diyebiliyorsunuz. en feci zamanlarda bile, karamsarlığa kapılmıyorsunuz. durum çok kötüleşirse, gereksiz bir üzüntünün bataklığına gömülmeden, kayıplarınızı bir kenara atıyor, amacınız için kendinize yeni bir yol seçiyorsunuz.

4. kuşun altın rengine döndüğünü söyleyenler korkusuzlardır: siz ‘baskı’ nedir bilmiyorsunuz. size göre her kötü durum, bir fırsat. ancak sonsuz güveninizin, sizi gafil avlamasına izin vermeyin. ‘korkusuz’ ve ‘çok cesur’ arasındaki çizgi, çok incedir.
muque

s e r g i d e k i r e s i m l e r

müzedesiniz. bir resmin önünde, elleriniz arkanızda kenetlenmiş duruyorsunuz. hayran hayran resme bakıyorsunuz. yanınıza hiç tanımadığınız biri geliyor ve size bir şey söylüyor. yabancı, aşağıdakilerden hangisini söylüyor?

1. çok güzel bir resim değil mi?

2. bu resim hakkında ne düşünüyorsunuz?

3. özür dilerim, saatiniz kaç?

4. biliyor musunuz, ben de bir ressamım!

meal,sonuç,vs.;


bir yabancı aniden sizinle konuştuğu zaman, korku ve beklenti karmaşası yaşanır. bu hayali senaryoda yabancının konuştukları, aslında sizin yabancılarla karşılaştığınızda nasıl tepki verdiğinizi gösterir. cevabınızsa, birisiyle ilk karşılaştığınızda bıraktığınız etkinin nasıl olduğunu açıklar.

1. çok güzel bir resim değil mi: arkadaş canlısı ve olumlu karakteriniz, karşılaştığınız hemen herkeste harika bir ilk izlenim bırakıyor. tek düşünmeniz gereken insanların sizi ilk başta ciddiye almaması olabilir.

2. bu resim hakkında ne düşünüyorsunuz: herhangi bir taahhütte bulunmadan önce, karşınızdaki insanın huyunu suyunu iyice bilmek isteyenlerdensiniz. insanlar bunu seziyorlar. bu da size olan davranışlarını etkiliyor. bu kadar temkinli olmanın tek dezavantajı, başkalarının kurallarına göre yaşamak zorunda kalabilirsiniz.

3. özür dilerim, saatiniz kaç: dünyada yaşayanların yarısı için tamamen ‘normal’siniz ama diğer yarısı sizin biraz garip olduğunuzu düşünüyor! ilk yarattığınız izlenim, kendi dünyasında, kendi kurallarına göre yaşayan biri olduğunuz. başkalarının ne düşündüğüne ya da ne hissettiğine fazla önem vermiyorsunuz.

4. biliyor musunuz, ben de bir ressamım: biriyle ilk kez karşılaştığınızda fazla hevesli davranıyorsunuz. beğenilmek için gereksiz çaba sarf ediyorsunuz. bu arada ne kadar çok uğraşırsanız, o kadar batıyorsunuz. başkalarının hakkınızda neler düşündüğüne bu kadar takmayın. eğer biraz rahatlar ve doğallaşırsanız sizi daha çok severler.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol