abdurrahim albayrak

sepulturk
adnan polat tarafından yönetim listesine alınmayınca "430 dikiş atılmış kadar yaralandım. saatlerce ağladım." demiş birey. yönetimle taraftar arasında bu derece büyük bir kopukluğun olduğu zamanda bile yönetim kadrosuna alınmıyorsa ben o galatasaray lisesi kulisine diyecek laf bulamıyorum. nasıl adamlarmış ki kendi içlerinden olmayanı kabullenemiyorlar.
be perfect
yok liseli degil yok aristokrat degil diyerek galatasaray yonetiminden hep uzak tutulmaya calısılan,gercek galatasaraylıdır.boyle takımına baglı yoneticiler diğer kuluplerce hep el ustunde tutulmus, gerek taraftar gerek futbolcular ve teknik kadroyla yonetim arasında iletişimi saglamışlardır.zaten yıllardır taraftarından,futbolcusundan hatta teknik direktorunden bile uzak duran gs yonetimi albayrak gibi herkesce sevilen bi yoneticiyi boyle bi gorevde kullanmadığı için buyuk yanlış yapmıştır.
tayfa75
kendisi fatih terim’ in tribüne gönderildiği maçta, atılan golü bahane edip, fatih terim’ den puan almaya kalkmıştır.
kendisini esefle kınıyoruz.

http://tinyurl.com/cdfzer4
idiamin
bir fenerbahçeli olaraken cok takdir ettigim galatasaray yoneticilerinden biriydi. fenerbahce yonetiminde de boyle bir adamın bulunmasını cok isterim. zaten dogru durust bi adam olmasaydı adnan polat tarafından boyle bir muamele gormezdi.
mad
galatasaray’da liseli furyasuna yenik düşmüş, galatasaray için yapmayacağı şey olmayan adam gibi adam. yönetimde olduğu dönemlerde galatasaray menfaatleri içn birçok şeyden ödün vermiştir. pek çok transferde kendi cebinden para aktarmıştır gerçekleşmesi için ve kim bilir daha ne yardımları olmuştur gizli saklı galatasaray adına.

adnan polat ise yeni yönetim içinde yer alacağını söyleyip daha sonra hayır sen yoksun cevabını iletmiştir. bu aynı şey gibi sanırım; hani futbol maçı yapmak için yanıp tutuşan bir çocuk düşünün. "yarın maç yapıcaz ali kesin oynuyosun giyin gel" derler. çocuk yarını düşünür, topu düşünür, çalımlarını düşünür. giyeceği formasını, ayakkabısı düşünür. heyecan yapar yarın için kısacası. yarın olur sahaya gelir çocuk. "abi yedişerden yapıyoruz, sen bu maçta yoksun" denir. orada yıkılır çocuk. öyle üzülür ki sessiz kalır bir şey de diyemez. ama yine orda o maçı izler yanında olur onların.

işte abürrahim albayrak gibi galatasaray için canını verebilecek olan abimiz de o çocuk misali yaralanmıştır. fakat öyle bir erdem göstermiştir ki "galatasaray’a zarar vermemek için daha fazla konuşmayacağım" diyebilmiştir.

halbuki olsaydı kendisi yanımızda, her golden, her başarıdan sonra onun gibi çıldırabilseydik ne güzel olurdu. öyle yada böyle yine galatasaray’ın yanında olacaktır elbet fakat içinde olmak pek tabi daha güzel olurdu.

(bkz: büyüksün abi)
chavez
başkanlığa aday olsam ne yapıp edip listeme katacağım üyedir. fakat kafama takılan şeyler var...

nedir arkadaşım bu ağlaklık? senin anayasal hakkın mı yönetimde bulunmak? her yönetime girmeye çalışıp, giremeyince ağlamak neyin nesidir?

bir de galatasaray ın menfaatleri için susuyorum geyiği...

ne biliyorsun? madem biliyorsun niye söylemiyorsun? madem söylemeyeceksin niye bildiğini belli ediyorsun?

adnan polat haftalardan beri listeye girmek için 180 kişi sırada diye bağırıp duruyor.
listeye girenler senden az mı seviyorlar galatasaray’ı?
madem bu kadar galatasaray hastasısın, dışardan yardım et yönetime.

yönetime girince başın göğe mi eriyor?

abdurrahim albayrak’ın yönetim listelerinde pek tercih edilmemesinin sebebi, liseli olmaması değil galatasaray ağırbaşlılığına yakıştırılmamasıdır. nitekim adnan polat da liseli değildir, fakat başkan olmak üzeredir.

ha, bu ağırbaşlılığı kimin belirlediği başka bir tartışmanın konusudur. galatasaray sadece liseden beslenseydi, şimdi istanbulspor gibi bir takım olurdu, sahibi de saffet sancaklı gibi bir adam olurdu.

darth sidious
hiperaktif karadeniz insani. bir insan galatasaray yoneticisi olur da bu kadar sempatik gelir mi? eski galatasaray yoneticisi olup maclarda gol sevinci ve maglubiyet uzuntusuyle akillarda yer etmistir. her ikisini de uclarda yasar. bu yuzden bir gun mac sirasinda kalpten gitme ihtimali yuksektir.
made in heaven
galatasaray’in sagdan soldan kiraladigi oyuncularla kurdugu toplama kadronun sampiyon olarak ucuncu yildizi gogsune taktigi yil,o takimi bir arada tutup futbolcular arasi iliskileri sicak karakteri ile mukemmel bir seviyeye ulastirmis eski galatasaray yoneticisi.an itibariyle tv8’de yorumculuk yapmaktadir.

neden bekliyorsun?


bu sözlük, duygu ve düşüncelerini özgürce paylaştığın bir platform, hislerini tercüme eden özgür bilgi kaynağıdır.
katkıda bulunmak istemez misin?

üye ol